IVth National Risale-i Nur Congress Conclusion Articles
“Küresel Kriz ve Said Nursi’nin İktisad Görüşü”
21-22 Mart 2009 tarihinde yapılan 4. Ulusal Risale-i Nur
Kongresinde Dördüncü Masada yaptığımız müzakereler neticesinde felsefe,
medeniyet ve iktisat kavramlarından hareketle Risale-i Nur’a göre küresel kriz
hakkında aşağıdaki sonuçlara ulaştık:
Bugün dünya tarihinde zaman zaman yaşanmış büyük krizlerden
birisi yaşanmaktadır. Bu krizi sadece ekonomi ve finans alanlarına indirgemek
doğru değildir. Kriz hayatın diğer alanlarında ve daha derinlerde yaşanan bir
problemin ekonomi ve finans boyutuyla yansımasıdır. Bugün insanlık gündelik
yaşama biçimlerinden toplumsal yapılarına, devlet biçimlerinden ekonomik
yapılara kadar her konuda problemler yaşamaktadır.
Bu krizi bütün insanlığın atlatabilmesi için topyekün bir
medeniyet inşasına ihtiyaç vardır. İşte bu noktada Bediüzzaman’ın önemi ortaya
çıkmaktadır. Bediüzzaman, modernitenin getirmiş olduğu insanlığı tehdit eden
yaşama biçimleri ve ideolojilere karşı Kur’an kaynaklı çözümler teklif etmiştir.
Nasıl ki tarihte yaşanan buhranlar Gazali ve İbn Haldun gibi düşünürlerle
aşılmışsa bugün de yaşadığımız küresel krizi Bediüzzaman’la aşabiliriz.
Bediüzzaman’ın türlü meşakkatlerle kaleme aldığı Risale-i Nur
Külliyatı, bize bugün içinden geçtiğimiz sıkıntılardan nasıl azade olacağımız
konusunda ciddi işaretler sunmaktadır. Modern Batı medeniyeti kendi içindeki
çelişkilerin, azgınlık ve haddi aşmanın sonuçlarıyla karşı karşıyadır.
Bediüzzaman, Batıda kapitalizmin zaferinin ilan edildiği
dönemlerde ehl-i imanı ve dünya insanlığını ikaz ederek vahiyden bağımsız yaşama
biçimlerinin azgınlık ve haddi aşmanın insanlığı felakete götüreceğini
söylemişti. Bugün yaşadığımız kriz de tam bu noktayla ilgilidir. İnsanlığın ve
Müslümanların israf ve sefahate yönelmesi, toplumsal sınıflar arasındaki
farkların dünyanın hiçbir döneminde olmadığı kadar derinleşmesi, zaruri olmayan
ihtiyaçların zaruri gibi algılanarak insanlığın ahlaksızlığa yönelmesi, gündelik
yaşamlarında vahiyden bağımsız hayat biçimlerinin yaygınlaşması bu krizi ortaya
çıkaran önemli sebeplerdendir.
Bediüzzaman’ın medeniyet anlayışı, varlığı vahyin ışığında
yorumlayan, kardeşlik, barış ve yardımlaşmayı eksene alan bir anlayıştır. Bilim
ve teknolojiyi de bu maksada uygun olarak kullanmayı önermiştir. Ona göre
medeniyet belirli toplumlara ve coğrafyalara bağlı olarak şekillenmeyip
değerleri öne çıkaran bir anlayıştır. Dünyanın neresinde bir iyilik bir güzellik
varsa Kur’an medeniyetinin bir parçasıdır. Yani Allah Resulünün tavsiyeleri
nerede ve kimde hayat bulmuşsa işte orada Kur’an medeniyeti ortaya çıkmıştır.
Bugünlerde yaşamakta olduğumuz krizler, insanlık için ilahi bir
ikazdır. Nasıl ki Nuh kavmi, Lut kavmi ikaz edilmişse bugünün insanları da ikaz
edilmektedir. Bugünün insanları krizi ancak Allah Resulünün yaşama biçimini
hayatlarına taşıyabildikleri ölçüde aşabileceklerdir.