Editör

Bediüzzaman Said Nursî’nin “Azametli bahtsız bir kıtanın, şanlı talihsiz
bir devletin, değerli sahipsiz bir kavmin reçetesi” olarak tanımladığı Münazarat
adlı eseri, gerek yazıldığı dönemin sosyal ve siyasî problemlerine dikkat çekerek
çareler sunması, gerekse dönemini aşarak günümüzün temel meselelerine ışık tutması
açısından dikkatle incelenmeyi beklemektedir.
Bediüzzaman’ın İstanbul’da bulunduğu yıllar, Osmanlı ülkesinin sosyal,
siyasî, askerî ve kültürel alanlarda yaşadığı bunalımları aşmak için çabaladığı bir
döneme denk gelmektedir. 1908’de ilân edilen 2. Meşrutiyet bu çabaların somut
adımlarından biri olup beraberinde bir çok tartışmayı da getirmiştir. İstibdat, hürriyet,
meşrutiyet kavramları etrafında şekillenen bu tartışmalarda Bediüzzaman’ın
Meşrutiyet’e din adına sahip çıkan hürriyetçi tavrı dikkat çekicidir. Münazarat
da Bediüzzaman’ın 1910 yılı başlarında Meşrutiyet’i anlatmak için çıktığı “Şark
seyahati”nin bir ürünüdür.
Münazarat’ın yapısını bu seyahat esnasında Bediüzzaman’a farklı kesimlerden
yöneltilen sosyal ve siyasî içerikli sorularla bunlara verilen cevaplar oluşturur.
Eserin ana muhtevasını ise; hürriyet, meşrutiyet, adalet, geri kalmışlık, azınlıklar ve
Ermeni meselesi, eğitim, milliyetçilik, Kürt meselesi gibi hususlar oluşturmaktadır.
Eserde, hukukun üstünlüğünün vurgulanması, dağılma tehlikesine karşı birleştirici
fikirlerle Kur’anî modeller önerilmesi ve demokratik bir sisteme işaret edilmesi
onu dikkatle analiz etmeyi gerektirmektedir.
Münazarat, yalnızca o günün Osmanlı coğrafyasında tezahür eden sos-
yal ve siyasî problemleri teşhis etmekle kalmaz, koskoca bir kıtaya yayılan İslam
toplumlarının devamlılığını, birlikteliğini ve kalkınmasını sağlayacak ilkeleri de
Kur’an hakikatleri çerçevesinde ortaya koyar. Bu bağlamda, Münazarat’ın günümüz
İslam toplumları açısından ifade ettiği anlamın ne olduğu da tartışılması gereken
noktalardandır.
Bediüzzaman’ın eserinde en çok eleştirdiği kavramlardan biri olan istibdadın
çeşitli şekillerdeki tezahürlerinin bugün de devam ediyor olması, istibdata
karşı “hürriyet”çi argümanlar geliştirilen Münazarat’ı ilgi çekici hâle getirmektedir.
Bediüzzaman’ın istibdat ve hürriyeti yalnız siyasî ve hukukî kavramlar olarak ele
almayıp ferdin iç dünyası ile ilişkilendirmesi, buradan başlayarak toplumsal hayatla
irtibatlandırması da dikkate değerdir. İslam toplumlarının istibdat, hürriyet, cumhuriyet
ve demokrasi gibi kavramlara yaklaşımlarının nasıl olması gerektiğine dair
önemli ipuçları sunan Münazarat, toplumumuzdaki kronikleşmiş problemleri de
çözebilecek kabiliyettedir. Eser, bugün tartıştığımız Kürt sorunu, demokratikleşme,
anayasa, devlet-siyaset-fert ilişkilerinin genel çerçevesi ile ilgili ipuçları sunmakta;
İslam âleminde son ayaklanmalarla tartışılan istibdat ve rejimleri, ittihad-ı
İslam vb. meselelerde de önemli açılımlar getirmektedir. Bu açılımların neler olduğunun
ortaya konulması günümüz tartışmalarında da yol gösterici olacaktır.
Biz de bunları göz önünde bulundurarak yeni sayımızda Bediüzzaman’ın
Eski Said dönemi eserlerinden olan “Münazarat” adlı eserini incelemeye karar
verdik. Konuyu “meşrutiyet, hürriyet, adalet, meşveret, istibdat, demokratikleşme,
anayasa, maddeten terakki, ilerleme, geri kalma, tevekkül, sanat, marifet, ittifak,
ittihat, cehalet, zaruret, ihtilaf, eğitim, medrese, Medresetüzzehra, memuriyet, hizmet,
hamiyet, muhabbet, Jön Türkler, 31 Mart Hâdisesi, şeriat, milliyetçilik, Kürt
sorunu, adem-i merkeziyet” kavramları etrafında ve aşağıdaki sorular ışığında incelemeyi
planladık.
Münazarat’ın kavramsal analizi nasıl yapılabilir? Münazarat’ta ele alınan
temel konuların ve ortaya konulan argümanların günümüz tartışmalarındaki yeri
nedir?
Münazarat İslam milletlerinin geri kalış problemine nasıl yaklaşmaktadır?
Bediüzzaman’ın meşrutiyet tanımlamasının temel ayaklar nelerdir? Çağdaş demokratik
cumhuriyetler açısından bu tanımlamanın önemi nedir? Çağdaş demokratik
ilkeler Münazarat’ta nasıl temsil edilmektedir? Günümüzün demokratikleşme,
sivil anayasa, hukuk devleti tartışmalarına Münazarat’ın katkısı ne olabilir?
Sizleri dergimizle başbaşa bırakırken, gelecek sayıda aynı konuyla karşınızda
olmayı ümit ediyoruz.