049. Sayı | Kış 1995 | Risale-i Nur’a Doğru
-
Bediüzzaman’ı Anlamalıyız
Âlemlerin Rabbine hamd, peygamber ve resullerin sonuncusu olan Hz. Muhammed’e (a.s.m.), Onun bütün âile fertleri ve Sahabîlerine salât ve selâm olsun. Ben, büyük Üstad, sarsılmaz mücâhid, önder müceddid Bediüzzaman Said […]
-
"İman Safhası"ndan "Şeriat safhası"na; ya da "Esnâf İslâmı"ndan "Seçkinci (Müctehid) İslâmı"na
Konuya başlamadan önce bu çalışmada izleyeceğimiz plânı sunalım: İslâmi dirilişin tarihsel sürecinin genel olarak çözümlenmesi bağlamında tarihin itici güçleri olan "öncü azınlık" kurumunun İbn-i Haldun, Hegel ve Toynbee gibi düşünürlerin […]
-
1993’ten günümüze Risâle-i Nur ve Devlet
Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurulalı beri dindarlara, özellikle de Risâle-i Nur hareketine husumetle baktığı bir vakıadır. Ancak adil ve bağımsız Türk mahkemelerinin artık "kaziye-i muhkeme" haline gelmiş beraat kararları, hadiseyi belli […]
-
Risâle-i Nur ve Pozitivizm
On dokuzuncu asrın sonu ve yirminci asrın başlangıcı insanlık tarihinde önemli değişimlere sahne olmuştur. Asırlar boyu kainat kitabını çözüp onu ve kendisini anlamaya çalışan insanoğlu bu dönemde daha hızlı bir […]
-
Risâle-i Nur’a Dâir Birkaç Mesele
Risâle-i Nur eserleriyle bir çağa damgasına vuran Bediüzzaman, içinde yaşadığı hızlı değişim ortamında çağdaşlarının ve özelikle karşıtlarının hiç beklemediği şekilde sosyal değişimin akış yönünü tersine çevirmiştir. Şüphesiz her insan içinde […]
-
Kim Kime Muhtaç? Aydınlar Mı Risâle-i Nur’a, Risâle-i Nur Mu Aydınlara?
Beş yıl kadar önce E.F. Schumacher’in kitabı `Aklı karışıklar için Klavuz’un Türkçesi yayınlandı. Mütercim, müslüman entellektüeller cümlesi içinde yer alan bir isimdi ve çeviriye yazdığı sunuşta, kitabın bu ismini nereden […]
-
Risâle-i Nur’u Anlayamayış Ve Anlatamayışımızın Sebepleri
Karşımızda iç içe çelişkileri barındıran bir soru yumağı bulunuyor: Risâle-i Nur’u neden anlayamıyor ve anlatamıyoruz? Bu itibarla bu ve bundan sonra gelecek sayfalar bu çelişkiler yumağının çözülmesi çabası olarak anlaşılmalıdır. […]
-
Ayetü’l-Kübra
Sonra, seyahat-i fikriyede bulunan o meraklı ve terakkî ile zevki ve şevki artan dünya yolcusu, bahar bahçesinden bir bahar kadar bir güldeste-i mârifet ve îman alıp gelirken, hayvanât ve tuyûr […]
-
-
-
-