A Comprehensive and pluralistic Approach in Interreligious
Relationships: A Perspective of Risale-I Nur

Giriş: Dinlerarası ilişkilerde kapsayıcı yaklaşım

Dinlerarası ilişkilerde üç temel yaklaşım bulunur; dışlamacı, kapsayıcı ve çoğulcu yaklaşım. Dışlamacı yaklaşım, öncelikle her hangi bir dinin dogmalarının mutlak ve eşsiz oluşuna vurgu yapar. Bu yaklaşıma göre öteki gelenekler kesinlikle kurtuluş yolları olmayıp insan icatlarıdır. Bilhassa Hıristiyan dünyasında bu yaklaşımı dinlerarası ilişkiler açısından değerlendirenlere (söz gelişi Evanjeliklere) göre; kilise dışında kurtuluş aramak gereksiz bir çabadır. Buna karşın İsa Mesih’in mutlak ve eşsiz bir hakikat getirdiğini ve mutlak kurtuluşun İsa’da olduğunu ileri süren dışlamacılar, öteki dinlerin mutlak doğruluğa sahip olma ve mutlak kurtuluş yolları olma iddialarını kabul etmez. Ancak burada dışlamacılık terimi bir gurur veya ötekileri yok sayma anlamlarını ifade etmez.

Kapsayıcı yaklaşım ise kısmen de olsa ötekinin kurtuluşuna özel vurgular yapmakta ve geleneksel dışlamacı görüşten ayrışarak “ötekine yakınlaşmakta ve onları kucaklamaktadır”. Bu yaklaşım bir anlamda dışlamacılık ile çoğulculuk arasına yerleşmiş görünmektedir. Yaklaşımın iki temel görüşü vardır; bunlardan birincisi, diğer dinlerdeki tüm hakikat, nihai gerçek ve kurtuluş iddialarının, norm olarak alınan belli bir dinin öğretileri doğrultusunda tanımlanmasıdır. İkinci temel görüşü ise, norm olarak kabul edilen dinsel gelenekte tam ifadesini bulan hakikat ya da gerçeğin diğer dinî gelenekler aracılığıyla da şu ya da bu şekilde kavranabileceği, dolayısıyla diğer din bağlılarının da kendi gelenekleri içerisinde kurtuluşa erebilecekleri anlayışıdır. Bu bakımdan kapsamacı yaklaşım, aslında bir dinin evrenselliği ile onun mutlak kurtarıcı kimliği arasında görünen çelişkiyi aynı anda uzlaştırmaya yönelik modern bir çabadır.