Kur’an’ın dört esasından biri olarak kabul edilen ibadet, İslami
literatürde mükellefin Allah’a karşı duyduğu saygı ve sevginin sonucu olarak O’nun
rızasına uygun davranma çabasını gösteren iradi davranışları ifade eder.

Her dinde farklı şekillerle de olsa ortaya çıkan ve bir kulluk göstergesi olan
ibadet, işaret ettiği dini, felsefi, ontolojik, sosyo-psikolojik vb. farklı alanlar
nedeniyle incelenmeye ve gündemde tutulmaya değer bir kavramdır.

Modernizmin, aydınlanma ile başlayan, dini ritüelleri dışlama-yok sayma alışkanlığının
meydana getirdiği sosyo-psikolojik bunalımlara bir çare üretemeyişi, yaratıcısıyla
ilişkilerini zedeleyen modern çağ insanını büsbütün huzursuz etmiştir. İslam toplumlarına
da bulaşan bu hastalıkla birlikte bireysel ve toplumsal alanlarda çeşitli problemler
baş göstermiştir. Bu bağlamda, dünyevi ve uhrevi saadetin anahtarı olabilecek özellikleri
içinde barındıran ibadetin bir dizi hastalığın pençesinde kıvranan, hayatın anlamını
arayan insana neler kazandırabileceği, onu huzur iklimlerine nasıl kavuşturabileceği
gözden uzak tutulmamalıdır.

İslam düşüncesinde imandan sonra dinde ikinci halkayı oluşturan ibadet, “vicdani
ve akli olan imani hükümlerin terbiye ve takviye edilmesi” anlamını da içermektedir.
Bu bakımdan iman ibadet birlikteliği ve ibadetin imana bakan yönünün vurgulanması
takva ve salih amellerle bezenmiş bir Müslüman tipinin görünür kılınması açısından
önem kazanmaktadır. Ayrıca, İslam dininde ibadetlerle diğer alanların birbirini
tamamlayan parçalar olduğunu, dinin de bir bütünlük içinde kavranması ve yaşanması
gerektiğini vurgulamak; dinin ferdi, içtimai ve siyasi hayatın bir bütün halinde
görülmesini sağlamak açısından önem kazanmaktadır.

Bununla birlikte; ibadetin yaratıcıyla değişik boyutlarda ve şekillerde bağlantı
kurma anlamını taşıması ve hayatın her anına ve her yönüne yayılan bir olgu olması,
bu kavramın farklı fonksiyonlarına işaret etmektedir. İslami literatürde, kulun
Allah’ın rızasını kazanmak için yaptığı her fiilin ibadet olarak nitelendirilmesi
ve ödüllendirilmesi, bu amaçla fert ve toplum yararına gerçekleştirilen her olumlu
davranışın dini ve manevi bir anlam kazanması; insan ilişkilerinin geliştirilmesi
ve toplumsal yapının iyileştirilmesi açısından ibadeti önemli kılmaktadır. Kur’an-ı
Kerim tarafından, kâinattaki varlıkların bütün hareketlerinin bir dua ve ibadet
faaliyeti olduğunun bildirilmesi, her şeyin her an ibadet halinde olduğunun vurgulanması
da konunun perspektif genişliğini ortaya koymaktadır.

Biz de yukarıda ifade ettiğimiz çerçevede, bu sayımızın dosya konusunu “ibadet”
olarak belirledik. Konuyu “ibadet, iman, Allah korkusu, dua, ihlâs, sabır, şükür,
af, merhamet, ubudiyet, hürriyet, adalet, uhuvvet, acziyet, sığınma, yüceltme, sevgi,
korku, irade, tesbih, namaz, oruç, zekât, hac, cihat, kuvve-i gadabiye, kuvve-i
akliye, kuvve-i şeheviye, kâinatın ibadeti, şeair ibadeti, sosyal ibadetler” kavramlar
çerçevesinde ve aşağıda sorduğumuz sorular ışığında incelemeyi planladık:

İbadet nedir? Dini literatürde ibadetin kavramsal çerçevesini belirleyen hususlar
nelerdir? Bediüzzaman’ın ibadeti “insanı, mukadder olan kemalatına yetiştiren” bir
olgu olarak görmesi, ibadeti hayatın meyvesi ve kâinatın gayesi olarak değerlendirmesi
nasıl açıklanabilir? Dua ve ibadet; fiziksel ve ruhsal sağlık açısından hangi öneme
sahiptir? Genel olarak ibadetin sosyo-psikolojik etkileri ve faydaları nelerdir?
İbadet-hürriyet ilişkisi nedir? İslamiyet ile diğer dinler ibadet yönünden
muvazene edildiğinde karşılaşılan benzerlikler ve farklılıklar nelerdir? İbadet-ahlak ilişkisi
için neler söylenebilir? Bireysel ibadetlerin yanında toplumun tamamının sorumluluğu
altında bulunan şeairin korunması ve yaşatılmasına yönelik ibadetlerin önemi nedir?
Sosyal dayanışma ve bütünleşme bakımından ibadetlerin önemi nedir? İbadet-adalet
ilişkisi için neler söylenebilir? “Bir saat tefekkür, bir sene nafile ibadetten
daha hayırlıdır” hadisine binaen “ibadet-i tefekküriye”nin İslamiyet’teki ehemmiyeti
nedir?

Yukarıda belirtilen hususlara ve sorulara cevap bulabileceğiniz ümidiyle sizleri
dergimizle başbaşa bırakıyor, gelecek sayıda Bediüzzaman Said Nursi’nin 50. vefat
yıldönümüne binaen özel bir sayı ile karşınızda olmayı umuyoruz.