19. asrın temel ideolojilerinden olup bugün de devam eden olan ve çeşitli
yönleriyle tartışma konusu olan ‘milliyetçilik’ kavramı son yıllarda etnik, sosyal,
resmî, liberal, muhafazakâr, yayılmacı milliyetçilik gibi literatüre ait çeşitli
şekilleriyle tartışılmaya başlandı. Esas itibariyle insan hakları, hürriyet, eşitlik,
adalet gibi kavramlar karşısında bir çok problemle yüzleşmek zorunda kalan
bu ideolojinin insanlık vasıfları ve kardeşlik, dayanışma, birlik ve barış gibi olgular
karşısında yerinin nasıl belirleneceği cevabı merak edilen bir soruydu.
Risale-i Nur Enstitüsü tarafından geçtiğimiz Mart ayında tertib edilen “İnsanlık
ve Dünya Barışı İçin Said Nursî’nin Milliyet Anlayışı” başlıklı kongre bu
vb. sorulara cevap bulmak, Bediüzzaman’ın Kur’ânî bir bakış açısıyla geliştirdiği
milliyet anlayışını anlamak amacını güdüyordu. Bir önceki sayımızda bu
kongrenin sonuç bildirilerine ve kongrede sunulan tebliğlerin bir kısmına yer
vermiştik. Bu sayıda da 8. Risale-i Nur Kongresi’nin tebliğlerini yayımlamaya
devam ediyoruz.
“Milliyet ve milliyetçilik nedir? Bu kavramın Batı düşüncesinde yeri nedir?
Din ve milliyet ilişkisi nedir? İslamî literatürde millet-milliyet ve milliyetçilik
kavramları nasıl ele alınmıştır? Düşünce tarihimizde bu kavramların yeri
nedir? Said Nursi’nin milliyet anlayışının bu tartışmalardaki yeri nedir?Takva
esaslı bir üstünlük anlayışına dayalı inanç sisteminden etnik anlayışa dayalı bir
üstünlük algısına geçiş İslam toplumlarını nasıl etkilemiştir? Said Nursî’nin
medeniyet tasavvurunda milliyet kavramının yeri nedir? Batı’daki milliyetçilik
anlayışının doğurduğu temel problemlere karşı Said Nursî’nin yaklaşımı nasıldır? Genel olarak Risale-i Nur’da milliyet kavramına yüklenen anlamlar
nelerdir? Risale-i Nur’un temel kavramlarından olan ‘menfi milliyet’ ve ‘müsbet
milliyet’ tanımlamaları nasıl anlaşılmalıdır? İnsanî değerler açısından milliyet
kavramının çerçevesi nasıl belirlenebilir?” gibi sorulara cevaplar aradığımız bu
sayımızda ortaya konulan fikirlerin insanlık değer ve vasıflarını yozlaştıran,
dünya barışını tehdit eden hakim milliyet/çilik anlayışına karşı bir set olabileceğini
düşünmekteyiz.
Hakim milliyetçilik anlayışı, etnik aidiyetler üzerinden tanımladığı millet
kavramıyla ve ulus devlet yapılanmasıyla son birkaç asra savaş ve gözyaşıyla
damgasını vurdu. Bu anlayış İslam coğrafyasında yaşayan Müslümanları
birbirine bağlayan en güçlü bağ olan din kardeşliğini zedeledi. Müslüman
toplumlar üzerindeki yıkıcı etkileri devam eden bu anlayışın çözülmesinde
Bediüzzzaman’ın Kur’ânî prensipler etrafında temellendirdiği milliyet anlayışı
yol gösterici olabilir. Bu bağlamda onun ‘menfi milliyet’ ve ‘müsbet milliyet’
kavramlaştırmasına, irdelenmeye değer konu olarak yazarlarımızın dikkat çektiğini
belirtmek gerekir.
İnsanî değerler açısından milliyet kavramının işaret ettiği sosyal, kültürel
ve psikolojik alanların belirlenmesi de birçok noktada yozlaşmalara şahit olan
insanlık için önem taşımaktadır. Pozitivist ve hedonist yaklaşımlarla şekillenen
bencillik, bananecilik, hırs, şehvet, başkasına hayat hakkı tanımama, zayıfı
ezme, adaletsizlik gibi pek çok olumsuzluğun giderilmesinin önünü açacak,
fıtraten mükerrem olan insanın maddî ve manevî olarak ilerlemesine zemin
hazırlayacak ve insanî değerlerle tanışmasını sağlayacak bir milliyet anlayışına
nasıl ulaşacağı dikkat çeken hususlardandır. Bu bağlamda vicdanın mahiyeti,
ahlakla ilişkisi, vicdanın insan ilişkilerine yansıması ve toplumsal barış için
Bediüzzaman’ın vicdana getirdiği yorumlar da önemli hususlar olarak bu sayımızda
yer almaktadır. Bundan başka Yahudiliğin nasıl Yahudi milliyetçiliğine
dönüştürüldüğü, milliyetçiliğin ontolojik ve psikolojik kaynakları, ırkçılık hastalığının
dünya barışını nasıl tehdit ettiği, etnik temelli bir sorun haline gelen
Kürt sorununun çözümünde eğitimin ve Bediüzzaman’ın fikirlerinin önemi bu
sayımızda incelenen diğer konular arasındadır.
İnsanlığın insanlık vasfına uygun bir hayat tarzına kavuşabilmesi, insanî
değerlerin kıymet kazanması ve dünya barışına katkı sağlayacak adımların
atılması için Bediüzzaman Said Nursî’nin yardımlaşma, paylaşma, dayanışma,
muhabbet, kardeşlik gibi kavramlar etrafında tanımladığı milliyet anlayışı incelenmeyi
beklemektedir. Aynı konu etrafında çalıştığımız son iki sayı böyle bir
arayışın neticesidir. Bu arayışın hayat bulması temennisi ile sizleri dergimizle
baş başa bırakırken 125. sayımızda “demokratlık” dosyası ile karşınızda olmayı
ümit ediyoruz.