Vth National Risale-i Nur Congress Final Declarations
“Çağımız Sorunlarına Çözüm Arayışları ve Said Nursi Modeli”
1. Gençlik; kimlik oluşturma ve varlık sorgulamasının yaşandığı,
akıldan ziyade hislerin hâkim olduğu fırtınalı bir dönemdir. Bu dönemde, genç ve
ebeveynin bilgi donanımına ihtiyaç vardır.
2. Günümüz gençliğinin önünde duran en büyük tehlike, amaçsızlık/anlamsızlık
ve bunun doğurduğu/beslediği sefahat halleridir. Bu sorunlar, ancak doğru bir varlık
algısıyla aşılabilir.
3. Bediüzzaman Said Nursi, gençleri, iman ve marifetullah gibi,
iki dünyada mesut edecek yüksek bir hedef göstererek, amaçsızlık ve anlamsızlık
anaforundan kurtarmayı amaçlamıştır.
4. Gençlere sahip oldukları vücudun ve gençliğin kendilerine ait
olmayıp, Yaratıcının bir emaneti ve nimeti olduğunu hatırlatıp, bu emaneti Mülk
Sahibinin istediği doğrultuda kullanmaları gerektiğini izah etmiştir. Bu, aynı zamanda
onlara, “sorumlu bir özgürlük” alanını da açmaktadır.
5. Bediüzzaman, gençlerde akıldan ziyade hislerin ön planda olduğunu
dikkate alarak, akıbeti görmeyen kör hissiyatlarını, o hislerle yapmak istediklerinin
bu dünyadaki sonuçlarını göstererek, mağlup etmeye çalışmıştır.
6. Risale-i Nur, bu dünyada dahi, iman ve hidayette manevi cennet
lezzetlerinin, küfür ve dalalette ise manevi cehennem azabının olduğunu göstermek
metodunu benimsemiştir.
7. Bediüzzaman duyguları (sevgi, aşk, düşmanlık vs.) da görmezden
gelmemiş, bunların Allah namına olması gerektiğine dikkat çekerek, müspete kanalize
edilmesini sağlamıştır. Nitekim hislerin bir kısmının tatmin edilmesini (evlilik
gibi); bir kısmının yönünün değiştirilmesini, (inat, hırs gibi) bir kısmının da
dünyadaki vahim neticelerinin gösterilerek mağlup edilmesini (kör hissiyat gibi)
amaçlamıştır.
8. Bediüzzaman, anne ve babaların, çocuklarını, üzerlerinde her
türlü tasarruf ve tahakküm hakkına sahip birer mülk olarak değil, kendilerine emanet
edilmiş birer sevimli varlık olarak görmeleri ve çocuklarına karşı şefkat hislerini
doğru ve yerinde kullanmaları gerektiğini söyleyerek “gençlik hakları”na da dikkat
çekmiştir.
9. Gençler hürmetle mükellef iken, anne baba da şefkat ile mükelleftir.
‘O büyüktür yapar’ anlayışına dinimizde yer yoktur.
10. Gençlere, rol model olan Hz. Peygamberin yaptığı gibi, sorumluluk
vermek, güvenmek, sevmek, her şeyi onlarla konuşmak; yanlış tavrı ve tutumu için
dışlamamak ve onlara dua etmek gerekir. Çünkü beddua etmek, dışlamak, yadırgamak,
yalnızlığa terk etmek; onun şeytanının işini kolaylaştıracaktır.