Editör
Köprü, “İlme, irfana, ümrana” Köprü olmak amacıyla başladığı yayın hayatında
150. sayısına ulaşmanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyor. Türkiye’deki
fikir dergiciliğinde müstesna bir yere sahip olan Köprü, yalnızca ülkemizin
değil, insanlığın yaşadığı sıkıntılara Bediüzzaman Said Nursi’nin
görüşleri ışığında dikkat çekmeyi, meseleleri Risale-i Nur perspektifinden
değerlendirerek çözüm önerileri sunmayı varlık gayesi bilmiştir. Bu yönüyle
Köprü’nün hem fikir hayatımıza önemli katkılar sağladığına hem de bir
çok yönüyle kilitlenen mana alemimize yeni kapılar açtığına inanıyoruz.
Hızla değişen, sosyo-kültürel alanlarda farklılaşan ve teknolojik gelişmelerle
başkalaşan dünyamızın yeni problemlere karşılaştığı, bilhassa insanın
varlığı ve yaradılış gayesi ile ilgili yeni sorularla yüzleştiği sıkça dile getirilen
bir husustur. Bu bağlamda içinde bulunduğumuz dünyanın her alanda
yaşadığı meselelere dikkat çekmeyi başaran Köprü, Allah’ın varlığı, hayatın
anlamı, yaradılış gayesi ve insanın mahiyetiyle ilgili gibi sorulara cevap
arayan modern çağ insanına da yol gösterici olmayı şiar edinmiştir. Bu
noktada Risale-i Nur’un her alandaki yaklaşımının ve fikirlerinin incelenmesi
Köprü’nün temel hareket noktalarından biridir. Bu yönüyle Köprü,
Risale-i Nurlarla ilgili araştırmaları destekleyerek ve Risale-i Nur’daki temel
konulara akademisyenlerin dikkatini çekerek de önemli bir vazifeyi ifa
etmektedir.
Din-Devlet-Siyaset ilişkileri, Türkiye’nin demokratikleşme problemi,
demokrasi, hürriyet, adalet, anayasa, meşrutiyet ve cumhuriyet, milliyetçilik,
Alevilik, Kürt sorunu, Cemaatler, Eğitim ve dil meselesi gibi Türkiye’nin
temel sorunlarını dosyalaştıran Köprü, İttihad-ı İslam, Ortadoğu, Medeniyet,
Avrupa Birliği, İnsan Hakları, Küresel Ekonomik Krizler, Terör, İman,
Ahlak, Sanat, Modernleşme vb. konular etrafında İslam dünyasının ve insanlığın
yaşadığı temel problemlere dikkat çekmiş; Üçüncü Said, Risale-i
Nur’un Dili, Hutbe-i Şamiye, Münazarat, Rüyada Bir Hitabe gibi özel
sayılarla da Risale-i Nur’un şerhi sayılabilecek çalışmalara imza atmıştır.
Köprü bilhassa fikir yayıncılığının zorlaştığı günümüz Türkiyesinde, aynı
gaye ile sonraki on yıllara da ulaşma azmi içindedir.
150. sayımızın hürriyet konusunu ele alması Köprü’nün naşir-i efkarı
olduğu Risale-i Nur hakikatlerinin temel gayesiyle de örtüşen güzel bir tevafuktur.
“Ekmeksiz yaşarım, hürriyetsiz yaşayamam” diye haykırarak hürriyeti
bayraklaştıran Said Nursî, hürriyeti imanın bir hassası olarak görmekte,
“Ey hürriyet-i Şer’i öyle müdhiş, öyle güzel ve müjdeli bir seda ile çağırıyorsun
ki…” diyerek seslendiği hürriyeti maddeten terakkinin ve insan olarak
tekamülün kaynağı olarak görmekte ve hürriyeti “tahakküm ve istibdat
ile başkasını zillet altında bırakmamak ve zalimlere boyun eğmemek” şeklinde
tarif ederek hürriyetperverlik meşalesini yüreklerde tutuşturmaktadır.
Bu meşalenin ülkemizi ve insanlık alemini aydınlatması gayesiyle Risale-i
Nur Enstitüsü Ankara Şubesince yıl boyunca düzenlenen Hürriyet konulu
seminerlerde sunulan makalelere bu sayımızda yer veriyoruz. Sizleri dergimizle
baş başa bırakırken gelecek sayıda Risale-i Nur Enstitüsü tarafından
düzenlenen “İslamî Tebliğ Metotları” konulu makale yarışmasına gönderilen
eserlerin bir kısmıyla karşınızda olmayı ümit ediyoruz.