Medine İmamı" olarak da anılan, dört büyük müçtehidden biri olan
Malik bin Enes Hazretleri, İslam hukukunun fıkıh alanında yetiştirdiği,
içtihad-ı fıkhîsini dayandırdığı kaynakların farklılığıyla dikkati çeken, fıkıh
alanında en eski fıkıh kitaplarından al-Muvatta’nın yazarı ve Malikî Mezhebinin
de metodunu ve prensiplerini düzenleyip ortaya koyan önemli bir fakih ve
muhaddistir.

Arap asıllı bir İslam bilgini olan Malik bin Enes Hazretleri
hicrî 93 yılında Medine’de doğmuştur. Yemenli Zir Esbah kabilesine mensuptur.
İmam Malik kendisini ilim öğrenmeye vermiş bir aileden gelmektedir. Hem ailesi
hem çevresi tarafından ilme ve ilim tahsiline yöneltilen İmam Malik’in ilmi
özellikle, fıkıh ve re’ye bilgisi ile hadis ve rivayet bilgisi üzerine
toplanmıştır.1 Tebe-i tabiinden olan İmam-ı Malik Hazretleri bir çok
fukaha ve fuzulaya yetişmiş, üçyüzü tabiden, altıyüzü de onların tabilerinden
olmak üzere dokuzyüz şeyhten Hadis-i Şerif ahzetmiştir.2

İmam Malik devri bakımından fıkıhta kıyasın devamlı ve esas
halinde olmayıp, ancak arızî olarak ve elde edilmesi istenilen bir delil için
kullanıldığı, İslam hukuku düşüncesinin, henüz hukuk ilmi haline gelmediği bir
safhayı mekan bakımından da İslam hukukunun kati temellerinin atıldığı Medine’yi
temsil eder.3

Malik Bin Enes Hazretleri içtihad-ı fıkhîsini, Kitabullaha,
Sünneti Nebeviyeye, icma-ı ümmete, Kıyas-ı Fukuhaya, Medine-i münevvere
ahalisinin ittifaklarına ve maslahat-ı mürsele ve sedd-i zerai denilen esaslara
isnat etmiştir.4 Bunlar arasında onu diğer imamlardan ayıran esas
Medine-i Münevvere ahalisinin ittifaklarına verdiği önemdir. İmam Malik’e göre
Kur’an ve Hadislerde açıklanmamış olan hukukî bir sorunda Medine halkının
tutumuna göre davranılmalıdır. Çünkü Peygamber ve yakınları Medine’de
oturmuşlardı; bundan ötürü Medine halkı onların tutumunu en iyi bilen halktır.5

İmam Malik’in belli başlı eseri "Kitab al-Muvatta"dır ki Zayd
Bin Ali’nin Kitab al-Mecmu6 istisna edilecek olursa bugüne kadar
gelmiş olan en eski İslam fıkhı kitabı olduğu kabul edilmektedir. Kelime manası
olarak "al-Muvatta; "bastırılıp, düzeltilmiş" anlamına gelmektedir. İmam Malik
Hazretleri al-Muvatta ile Medine’de örf haline gelmiş olan kanunu, sistem haline
getirip, tedvin etmek istiyordu. Ve al-Muvattanın hukukî düşünce bakımından
gayesi hukukî hayata, dini ve ahlakî düşünceleri yerleştirmek idi. Dini nokta-i
nazar ile henüz ilgisi olmayan bu hukuki mahzene hiç de iptidai olmayan bilakis
oldukça gelişmiş bir içtima-i hayata tekabül eden, eski Arap örfî hukukunun
başta müessirli olan Medine örf ve adetine aittir. Bu İmam-ı Malik’te bize bazan
sunma (hukukî ameller) şeklinde bazen de onun büyük bir7 itina ile
tayin ve tahdit ettiği Medine icmasında 8 mündemiç bulunmaktadır.9

Aynı devirde El-Muvatta tarzında eserler yazmış olan bir çok
Medine’li alim zikredilmektedir. Mamafıh bu eserler bugüne kadar kalmamıştır.
El-Muvatta’nın daha talihli olmasını açıkça izah eder sebep mûtedil bir fikri
temsil etmesi ile alakalıdır.

Bazı eski kaynaklar ise İmam-ı Malik’in kazanmış olduğu hürmet
ve itibarın sebebi olarak, onun fıkıh üzerindeki çalışmalarını değil, hadisleri
sıkıca tenkide tabi tutmasını gösterirler.10

El-Muvatta’da rastlanan hukukî kıyas ve muhakemeye bakarsak bunu
rahatlıkla görebiliriz. Çünkü "denilebilir ki Hadis İmam-ı Malik için en yüksek
ve yegane mercî değil idi. Bir taraftan Hadis ile Medine’de ki açık ve hakiki
tatbikat (âmâl) arasında bir ayrılık olduğu zaman Medine âmâlini Hadis’e tercih
eder, diğer taraftan bir Medine icma-ı bulunmadığı yerlerde kendisi bir kanun
yapma gibi hareket eder ve yani re’yine başvururdu.11

Malikî Mezhebinin öteki mezheplerden ayırdedici diğer bazı
özellikleri de şunlardır;

Suça vesile olan tutum da suçtur. İnsanların Müslüman olması
için sadece inanması yetmez. Büyük günah işleyende müslüman kalır; onu
cezalandırmak ya da bağışlamak Allah’ın bileceği iştir. Allah görülebilir ve iyi
Müslümanlar onu öbür dünyada göreceklerdir. İnsanların eylemlerini Allah
belirler, insanlar kendi eylemlerini kendileri yaratmazlar.

Görüldüğü gibi Malik Bin Enes koyu bir İslam skolastiğidir.
Açıkça anlaşılmayan Kur’an ve Hadis yargılarını anlaşılamamış olarak bırakmayı
yeğler, onların ne demek olduğunu sormayı yasaklar.12

Kaynaklar

1. İslamda Mezhepler ve İnanç Yolları Ansiklopedisi, Güneş
Yay, İstanbul, 1985.5.72

2. İslam Prensipleri Ansiklopedisi,İttihat İim Araştırma
Heyeti, Cilt 2.5,824-825 İstanbul ,1994

3. a.g.e.

4. Bkz. diğer esaslar için a.g.e.

5. Hançerlioğlu Orhan, Felsefe Ansiklopedisi, Cilt 2, S.12,
İstanbul 1972

6. MEB. İslam Ansiklopedisi Yayınları, İstanbul 1972, Cilt
7, s.452-456

7. Hukuki ameller:sunna

8. İcma: Geniş manada örf ve adet hukukuna ait müesseselerin
dini bakımdan hiçbir itiraza uğ.ramamış olanları… Geniş bilgi için bkz. MEB
Yayınları, İstanbul 1972, Cilt 7, s.452-456.

9. a.g.e. s.454

10. a.g.e. s.455

11. a.g.e. s.456

12. Hançerlioğlu Orhan, Felsefe Ansiklopedisi a.g.e