Kökleşik dönem İslâm siyaset edebiyatı gibi, çağdaş/modern dönem
İslâm siyaset edebiyatı da yeterli ölçüde ilgi çekici bir araştırma ve inceleme
alanı olmamıştır. Çağdaş İslâm siyaset edebiyatı, 19. yüzyılın sonu ile 20.
yüzyılın ilk yarısının büyük bölümünde, kökleşik dönemin en önemli sorunu olan
hilafet/imamet konusunu gündeme getirerek ayrıntılı biçimde ele alıyordu.
Yalnızca Türkiye’deki İslâmcılar, bunun yanısıra meşrutiyet ve onunla ilgili
kavramlara da yöneliyor, kimi yeni düşünce ve yorumlar üretiyor, yeni bir dil
geliştiriyordu.1

Hilafetin 1924’te kaldırılmasından sonra, Mısırlı Ali
Abdurrâzık’ın 1925′ te yayımlanan el-İslâm ve Usûlu’l-Hukm adlı kitabı,
özellikle Mısır’da büyük tartışmalara yol açıyordu.2 Bu kitabın
yazılmasından sonra, kökleşik dönem Ehl-i Sünnet siyaset kavramlarını kullanan
gelenekçiler ile dinin devletten ayrılmasını savunan yenilikçiler, kesin
çizgilerle birbirinden ayrıldı. 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra, özellikle
gelenekçi çizgi içinde yer alabilecek olan bazı yazarlar, Usûlu’l-Hukm ve
Nizamu’l-Hukm başlıklarıyla, siyaset ve kamu hukukunun konularını ele alan
eserler yazmaya başladılar. Bu çalışmamızda, tamamen inceleme kolaylığı
açısından, koşut bir alt-alan olan Usûlu’l-Hukm adlı eserler bir yana
bırakılacak, Nizamu’l-Hukm adlı eserler ele alınacaktır.

Nizamu’l-Hukm ortak başlığını kullanan başlıca yazarlar ve
eserlerini, şöylece sıralayabiliriz:

1) Muhammed Yusuf Musa, Nizamu’l- Hukm fi’l-İslâm, Kahire 1962,
ty. 2. b.

2) Abdulhamid Mutevelli, Mebâdiu Nizamu’l-Hukm fi’l-İslâm,
ma’a’l-Mukârane bi’l-Mebâdii’d-Dustûriyyeti’l-Hadîse, İskenderiye 1966,
Daru’l-Maarif; 1978, 4.b.

3) Muhammed Abdullah el-Arabî, Nizamu’l-Hukm fi’l-İslâm, Kahire
ty. Daru’l-Fikr.

4) Ali Mansur, Nuzûmu’l-Hukm ve’l-İdare fi’ş-Şeriati’l-İslâmiyye
ve’l -Kavânîni’l-Vad’ıyye, Beyrut-Libya 1971, Daru’l-Feth li’t-Tıbaa ve’n-Neşr-
es-Seyyid er-Remman Buşeyne.

5) Muhammed el-Mubarek, Nizamu’l-İslâm: el-Hukm ve’d-Devlet,
Beyrut 1974, Daru’l-Fikr.

6) Zafir el-Kâsımî, Nizamu’l-Hukm fi’ş-Şerîa
ve’t-Tarihi’l-İslâmî, Beyrut 1978, 1987 (3. b.), Daru’n-Nefâis.

7) Mahmud Abdulmecid el-Hâlidî, Kavâidu Nizami’l-Hukm
fi’l-İslâm, Kuveyt 1980, Daru’l-Buhûsi’l-İlmiyye.

8) Mahmud Hilmi, Nizamu’l-Hukmi’l-İslâmî Mukâranen
bi’n-Nuzûmi’l-Muasıra, Kahire 1981, 6.B.

9) Ömer Şerif, Nizamu’l-Hukm ve’l-İdare
fi’d-Devleti’l-İslâmiyye, Kahire 1982, Matbaatu’l-Medenî.

10) Abdulmuteal Muhammed el-Cebrî, Nizamu’l-Hukm fi’l-İslâm
bi-Aklâmi Felâsifeti’n-Nasâra, Kahire 1984, Mektebetu Vehbe.

11) Abdulhamid İsmail el-Ensarî, Nizamu’l-Hukm fi’l-İslâm, Devha
1985, Daru’l-Katarib.

12) Hasan es-Seyyid Besyuni, ed-Devlet ve Nizamu’l-Hukm
fi’l-İslâm, Kahire 1985.

En özgünlerini 1, 2, 6 ve 8. sıralardakilerin oluşturduğu bu
listenin incelenmesinden anlaşılacağı gibi, Nizamu’l-Hukm adlı ilk eser, Mısırlı
bir İslâm hukukçusu olan Muhammed Yusuf Musa tarafından 1962’de yazılmıştır. Bu
eser çok etkili olmuş ve kaynak niteliğini kazanmıştır. Aynı başlığı taşıyan
eserler bundan sonra da yazılmaya devam etmiş, ancak 1990’lı yıllarda bu türden
eserler artık görülmez olmuştur veya en azından az sayıda yazılmaktadır. Şu
halde, Nizamu’l-Hukm başlıklı eserler, 1960-1990 arasında yoğunlaşmış bulunuyor.
Bunun anlamı, yazarların kökleşik dönem kavramlarını bırakıp, çağdaş siyaset ve
hukuk bi-limleri tasniflerinden ve dilinden yararlanarak, İslâm’ın siyaset ve
kamu hukuku alanlarındaki görüşlerini ortaya koymaya çalıştıklarıdır.

Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin sistema-tiğindeki koşutluklar, çok
dikkat çekici boyuttadır. Hepsinde anahtar kavram, hilafet/el-imametu’l-uzma
olmaktadır. Bunun böyle olmasında şaşılacak bir durum yoktur. Çünkü kökleşik
dönem İslâm siyaset ve kamu hukukunun da birinci kavramı, hilafet/imamet
kavramıdır. Bu kavram ele alınırken, iki eserin, Muhammed Yusuf Musa ile
Abdulhamid Mutevelli’nin 1 ve 2. sıralardaki eserlerinin, öncelikle İslâm’ın
devletin kuruluşuyla ilgili görüşünü sunduklarını görüyoruz. Öteki yazarlar,
genellikle bu konuyu ihmal ederek veya çok kısa geçerek, devletin varlığını
tabii bir durum olarak kabul eder gibidirler. Halife veya (Muhammed Yusuf
Musa’nın deyimiyle) yüksek yönetici; seçilme şartları, seçilme veya işbaşına
gelme yöntemleri, seçici kurul, bey’at, devlet başkanının hakları ve görevleri
alt başlıkları çerçevesinde incelenir.

Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin sistema-tiğindeki ikinci ortak
kavram; şura, adalet, hürriyet ve eşitlik kavramlarını içeren "yönetimin
temelleri" (mebâdiu/kavâidu’l-hukm) kavramıdır. Bunlar içinde en ağırlıklı yer
tutanı, şüphesiz şura’dır. Şura’nın niteliği, kapsamı, yöntemi ve bağlayıcılığı
irdelenir; demokrasiyle bağıntısı kurularak karşılaştırma yoluna gidilir.

Hilafet ve yönetimin temelleri dışındaki kavramlar, ortak
olmayıp, belli eserlerde incelenir. Egemenlik (siyâdet) kavramı, Muhammed Yusuf
Musa ile Mahmud Abdulmecid el-Hâlidî’nin eserlerinde özgül kavram olarak dikkat
çeker. Bu kavramı, genişçe işleyen Mahmud Abdulmecid el-Hâlidî, bu çerçevede
İslâm-demokrasi ikilemini de ele alarak, olumsuz bir tutum takınır.

İkinci özgül kavram, devletin işlevleriyle ilgili organlar
(sultat) kavramıdır. Bir anayasa hukukçusu olan Abdulhamid Mutevelli, bu
kavramı, anayasa hukukundaki çerçevesiyle ele alırken, Zafir el-Kâsımî ise
vizaret, vilayet, imaret ve eserinin bir cildini ayırdığı kaza başlıklarıyla ele
alır. Abdulhamid Mutevelli ‘nin özgül kavramı, kadının siyasi hakları sorunudur;
katılımcı bir yaklaşımı benimsediği anlaşılıyor.

Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin sistema-tiğini belirledikten sonra,
gerek kökleşik, gerekse modern dönemde benzer veya yakın konuları inceleyen
bilim dalları açısından bir karşılaştırma denemesi yapabiliriz.

Bilindiği gibi, kelam ilminin kökleşik sistematiğinde son bölüm,
imamet konusuna ayrılır. Bu bölümde; imametin gerekliliği, şartları, işbaşına
gelme yöntemleri, bey’at ve halifenin hakları ve görevleri, iki halifenin
varlığı gibi konular teorik çerçevede işlenir. Biraz önce belirttiğimiz üzere,
Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin birinci anahtar kavramı da imamettir. Ancak
Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin özgün yanı, konuyu çağdaş kavramlarla ve
karşılaştırmalı biçimde sunmasıdır. Karşılaştırma, iki şekilde yapılır: 1)
Ağırlığı farklı oranlarda olmakla birlikte, kökleşik dönem kelam veya hukuk
bilginlerinin görüşleri arasında. 2) Modern anayasa teorisi ve pratiği
çerçevesinde. Kimi yazarlar, bu karşılaştırmalardan birini yeğlerken, ötekileri
iki karşılaştırmayı birden yapar. Bu açıdan, Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin,
anayasa hukuku sistematiğindeki devlet başkanı kavramını ödünç alarak konuyu
işlediklerini görüyoruz. Böylece Nizamu’l-Hukm adlı eserler, kökleşik kelam
sistematiğindeki imamet kavramını, anayasa hukuku siste-matiğinden ve dilinden
de yararlanarak gündeme getirir.

Kökleşik İslâm siyaset edebiyatı ürünlerinden
el-Ahkâmu’s-Sultâniyye adlı eserlerin birinci bölümü, yine imamet/hilafet
konusunu ele alır. Bu eserlerin özgünlüğü, konuyu daha hukuki bir dil ve
sistematik çerçevesinde işlemesinde yatar. Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin imamet
konusunu işle-yişleri de, daha çok el-Ahkâmu’s-Sultaniyye’ler etkisindedir.

Nizamu’l-Hukm adlı eserlerin, "yönetimin temelleri" adını
verdikleri kavram ise, daha çok anayasa hukuku sistematiğindeki devletin
nitelikleri başlığı altına girer. Dolayısıyla Nizamu’l-Hukm edebiyatının, bu
alanda anayasa hukuku sistematiğinden yararlandığı anlaşılıyor.

Devlet başkanı ve devletin nitelikleri konuları, siyasi sistemin
işleyişi çerçevesinde, hukukiliğinden çok siyasiliği öne alınarak siyaset
biliminin siyasi rejimler alt-disiplini içinde işlenir. Nizamu’l-Hukm adlı
eserlerin bir kısmında da bu inceleme yöntemini andıran kimi özellikler
bulunmakla birlikte, onları siyasi rejimler incelemesinden uzak olarak
değerlendirebiliriz. Bu açıdan, Nizamu’l-Hukm adlı eserleri, daha çok siyaset
bilimi tasnifindeki siyaset teorisi çerçevesinde düşünebiliriz.

Egemenlik ve devletin organları kavramları, genel kamu hukuku
ile anayasa hukukunun ortak kavramları sayılmakla birlikte, genel kamu hukuku
egemenlik, anayasa hukuku ise devletin organları kavramını daha ağırlıklı olarak
işler. Nizamu’l-Hukm adlı eserleri bu açıdan değerlendirdiğimizde, kapsamlı
olmaktan ziyade, sınırlı olarak görürüz.

Sonuç olarak şu hususları belirtebiliriz: Nizamu’l-Hukm adlı
eserler, 20. yüzyılın 1960’lı yıllarından itibaren ortaya çıkmış ve 1990’lı
yıllara kadar varlığını sürdürmüştür. Bu eserlerin yazılışındaki en önemli amaç,
İslâm siyaset ve kamu hukuku anlayışını çağdaş insanın anlayacağı bir dil ve
siste-matik içinde sunmak olmuştur. Sayılarını on küsur olarak belirlediğimiz bu
eserlerin bir kısmı, başarılı ilk örneği taklide yeltenerek başarısız olmuş,
ancak birkaç tanesi özgün bir katkı olarak ortaya çıkmıştır.

Dipnotlar

1. İsmail Kara, İslâmcıların Siyasi Görüşleri, İstanbul
1994, s. 97-224.

2. Hamid İnayet, Çağdaş İslâmi Siyasi Düşünce, İstanbul
1988, s. 115-119; Hamid İnayet, Arap Siyasi Düşüncesinin Seyri, İstanbul 1991,
s. 203-211.