Dünyada ve ülkemizde büyük sarsıntılara sebep olan küresel ekonomik
krizle ilgili yapılan değerlendirmeler göz önüne alındığında, krizin ekonomik alanlardan
başka ontolojik, sosyo-politik, felsefi, dini ve ideolojik birçok alana işaret ettiği
görülür. Bu nedenle, kalıcı çözümler bulabilmek adına, krizin temel nedenlerinin
de buralarda aranması gerekir.

İnsanlık tarihi boyunca yaşanan dramatik değişikliklerin ve krizlerin temelinde
insanın bitmek tükenmek bilmeyen hırsının ve sınır tanımaz hazcılığının yattığı,
bu hırsın dünyayı daha derin krizlere sürüklediği, modernizmin insana vaat ettiği
güvenlik, refah ve mutluluk formüllerini gerçekleştiremediği bu krizle iyice anlaşılmıştır.
Bu bağlamda, Katolik dünyasının ruhani lideri Papa’nın yaşanan ekonomik krizi “ilâhî
bir ikaz” olarak yorumlaması ve her şeyi maddiyatta arayan bir anlayışın yanlışlığına
dikkat çekmesi bu tür görüşleri destekleyen dikkate değer bir açılımdır.

Bir önceki sayımızda, Risale-i Nur Enstitüsü olarak, bütün dünyayı
yeni bir dönemin eşiğine getiren küresel krizi, Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerinde
yer alan açılımlarla yorumlamayı hedeflediğimiz Küresel Kriz ve Said Nursi’nin İktisad
Görüşü konulu kongre metinlerine ve sonuç bildirilerine yer vermiştik. Bu sayımızda
da kongre metinlerini yayımlamaya devam ediyoruz.

Bediüzzaman’ın insanlık aleminin karşı karşıya olduğu bu tür krizlerin özüne
eğilerek ortaya koyduğu teşhis ve çözüm önerileri gerçekleştirilen kongrenin en
temel sonuçlarından biri olmuştur. Bu bağlamda, dünyayı sarsan ekonomik krizin insanlığın
saadetine yol açacak hakikatlere zemin hazırlayacağı inancı; insanlık için fazilet,
ahlâk ve adaletle donanmış yeni bir dünyanın Kur’anî perspektifi bize sunan Bediüzzaman
tecrübesiyle mümkün olabileceği düşüncesi bu kongreyle daha da pekişmiştir.

Bu sayımızda yer alan metinlerde bu düşüncelerin ve tespitlerin izleri görülecektir.
Sami Uslu, yazısında İktisat Risalesi perspektifinden küresel krizi değerlendirmektedir.
Uslu, Bediüzzaman’ın özünü Kur’an’a dayandırdığı iktisat kurgusunun bugün de yaşadığımız
küresel krizin nedenlerine işaret etmekte olduğunu vurgulamakta ve geleneksel iktisat
öğretisinin çelişkilerini ortaya koymaktadır.

Ahmet Battal’ın çalışmasında öncelikle kavramsal çerçeve çizilmekte ve sosyal
buhranlara ve krizlere yol açan küresel iktisadi krizin nedenleri üzerinde durulmakta
ve ahlaki kodları göz önünde bulunduran çözümler önerilmektedir.

Atilla Yargıcı, küresel krizin faiz sistemiyle çalışan bankaların ve finans sektörlerinin
suistimalleriyle ortaya çıktığını ve bunun da suistimal ve menfaatin ön plana çıkmasından,
daha fazla kazanma hırsından kaynaklandığını vurguladığı yazısında küresel krize
Kur’an perspektifinden yaklaşmaktadır.

Bünyamin Duran’ın yazısı, krizin felsefi boyutlarına değinmekte ve Bediüzzaman’ın
medeniyet kurgusunun bu tür krizleri aşacak mahiyette olduğunu vurgulamaktadır.
“Bugün küresel ölçekte yaşanan ekonomik ve ahlaki krizin altında dünyevileşmeye
yönelik hırs yatmaktadır.” diyen Ramazan Altıntaş da çalışmasında, Bediüzzaman’a
göre dünyevileşme olgusunu incelemektedir.

Ali Bulaç’ın yazısında yaşanan ekonomik kriz, modernliğin krizi olarak yorumlamakta;
Necmettin Kemal de aynı bağlam da krizi “Dünya’ya mutluluk hatta cennet vadeden,
sonrasında tüm hastalıkları bitireceğini savunan ve güvenli emin gelecek vadeden
modernizmin geldiği nokta” olarak yorumlamaktadır.

Recep Ardoğan, çalışmasında; İslam’ın insan, varlık ve hayat anlayışına ilişkin
önemli tespitlerde bulunan Bediüzzaman’ın iktisadi görüşleri ışığında sosyal ve
ekonomik haklar üzerindeki tartışmaları yeniden ele almakta, Hüseyin Şahin de sosyal
dayanışma ve yardımlaşmaya son derece önem veren ve sosyal adaleti sağlamayı amaçlayan
bir din olan İslam’ın zekat müessesi ve faizi yasaklamasıyla bu tür krizlerin önüne
geçtiğini vurgulamaktadır.

Cevat Çakır, iktisat kavramını çevre açısından ele alırken günümüz dünyasının
acilen çözülmeyi bekleyen en büyük problemlerinden biri olan çevre kirliliği ve
tabii dengenin bozulmasının ana sebeplerinden birisinin yine “israf” olduğunu vurgulamaktadır.
Şaban Döğen’in yazısı ise, kainatta sürekli bir çalışma ve hareketliliğin olduğuna
dikkat çekmekte ve Bediüzzaman’ın görüşleri ışığında bu faaliyetin işaret ettiği
hakikatlere değinmekte ve bu bağlamda insanın çalışmasının önemi vurgulamaktadır.

Bir sonraki sayımızda “İttihad-ı İslam” konusuyla karşınızda olmak dileğiyle
sizleri derginizle başbaşa bırakıyoruz.