Yaklaşık iki yüz yıldır sosyal, siyasi, hukuki ve dini
ha-yatımızı etkileyen, düşünce ve yayın hayatımızda fırtınalar koparan, uğrunda
kavgalar edilen ve geçen ikiyüz yıllık süreç içerisinde gündemden hiç düşmeyen,
değişik alt başlıklarla da olsa gündemdeki yerini koruyan ve büyüsünü günümüzde
de sürdüren ve belki de bu sürecin başlangıcında hedeflenen kalkınma ve ilerleme
kavramlarını gölgede bırakan Çağdaşlaşma, Modernlik ve Batılılaşma kavramlarını
seçtik dosya konusu olarak.

Osmanlı’da başlayan bu Modernleşme ve Batılılaşma hareketi
Cumhuriyet dönemi ile birlikte daha da hızlanmış, yeni devlet ve yeni rejimle
birlikte rengini daha da belirginleştirerek topyekün bir Batılılaşma hareketi
olarak karşımıza çıkmıştır. Bu hareketin en belirgin özellikleri ise pozitivist
bilim anlayışının yüceltilmesi, kapitalist uygulamaların yapılması, buna
karşılık toplum hayatının tamamen dinden arındırılarak Batılı yaşam biçiminin
tercih edilmesidir.

Dosya’da Adem Ölmez “modernlik” kelimesini anlam itibariyle ele
alarak başlıyor yazısına. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e modernleşme sürecini
inceledikten sonra, bu sürece Bediüzzaman’ın yaklaşımını konu edinen bu çalışma
dosyamızın ilk yazısını oluşturuyor.

Abdurrahman Arslan, Batı’da başlayan modernleşme sürecini
felsefik ve tarihsel arkaplanıyla ortaya koyduktan sonra, bunun Müslüman
birey/toplum üzerindeki etkilerini ve Müslüman bireyin modernleşme karşısındaki
duruşunu tartışıyor. Özellikle modernliğin “İslamcılar”ı da kendisine
“benzettiği” ve İslamcı akımların çözüm arayışlarının mo-dernliğin “meyvesi”
olan teknoloji ve laiklik/sekülarizm olguları tarafından şekillendiğini ifade
ediyor.

Bir söyleşi ve bir makaleyle dosyamıza güç katan Taha Akyol,
genel olarak hukuk modernleşmesi ve tabii ki Mecelle üzerinde duruyor. Osmanlı
Devletine fıkhın artık kâfi gelmediğini, bu nedenle yeni “kanun”i düzenlemelerin
şart olduğunu söyleyen Akyol, resepsiyon hareketlerini devleti kurtarmanın bir
parçası olarak gördüğünü de ifade ediyor.

Söylediklerinin dinlenmediği yönünde bir yes’i yaşayan Prof. Dr.
Hüseyin Hatemi, kısa bir çalışmayla dosyamızda yer alıyor. Dr. Osman Özkul
moderliği insanileş-me/insanileşememe boyutuyla değerlendiriyor. Mustafa Akça
ise modernlik “fitne”sini kendisine özgü üslubuyla eleştiriyor.

Doç. Dr. Vecdi Akyüz, “İbn Sina’nın Aile Siyasetine Dair
Risalesindeki Temel Görüşleri” başlıklı çalışması ve Prof. Dr. Bünyamin Duran,
“Bediüzzaman’ı Anlayabilmek İçin Gazali’yi Anlamak” isimli makalesiyle dosya
dışındaki diğer yazıları oluşturuyorlar.

Kapsamlı bir “Alevilik” dosyasıyla Bahar’da görüşmek ümidiyle…