“Türkiye’nin demokrasi süreci”ni tartışmaya açtığımız bir önceki
sayıda Bediüzzaman’ın meşrutiyet-cumhuriyet, demokrasi ve hürriyet kavramlarına
getirdiği orijinal yorumlara dikkat çekmiş ve “Meşrutiyet, cumhuriyet ve demokrasi
kavramları ne anlama gelmektedir? Türkiye demokrasisinin temel problemleri ve kırılma
noktaları nelerdir? İslam ve demokrasi arasındaki ilişki nedir? Bediüzzaman’ın anayasa,
demokratik hukuk devleti, eşitlik, adalet ve hürriyet konularındaki açılımları nelerdir?
Siyaset bilimi açısından toplumun sivilliği ile demokratikleşme arasındaki ilişki
nedir?” sorularına cevaplar aramıştık.
Siyasal kültürümüz içinde, cumhuriyet (meşrutiyet), demokrasi ve
hürriyet gibi kavramların tartışılması yüz elli yıllık bir geçmişe dayanmasına rağmen
bu süreçte oluşan birikimin istenilen seviyeye ulaşmadığını görmek temel çıkış noktalarımızdan
biriydi. Şüphesiz yüz elli yıllık bir süreci kapsayan ve ferdî, toplumsal, ekonomik
ve siyasal veriler ışığında değerlendirildiğinde istenilen seviyeye ulaşmadığı görülen
bir demokrasi hareketinin işaret ettiği problemler yumağını bir sayı içersinde çözebilmek
ve bunu her yönüyle tartışabilmek pek mümkün değildi. Bu nedenle; demokrasinin,
hukukun, özgürlüklerin, barışın ve insani değerlerin hakim olduğu bir Türkiye özleminin
çabası olarak değerlendirdiğimiz bir önceki sayının ardından 104. sayımızda da aynı
konuyu tartışmayı uygun gördük. “Köprü” dergisi olarak demokratikleşme süreci açısından
son günlerde yaşanan sıkıntıları da göz önünde bulundurarak demokrasi kavramıyla
birlikte bu hususta Bediüzzaman tecrübesine tekrar be tekrar dikkat çekmek amacıyla
“Meşrutiyet, cumhuriyet, demokrasi, demokratikleşme, hürriyet, devletçilik, otoriterizm,
hukuk devleti, insan hakları, adalet, Avrupa Birliği, sivil toplum” kavramları ışığında
konuyu tartışmaya devam ettik.
Bu sayıda genel olarak çağdaş-hürriyetçi demokrasinin özelliklerini,
Said Nursi’nin demokrasi düşüncesine katkısını ve bu hususlardaki görüşlerini, yüz
yıllık bir demokrasi manifestosu sayılabilecek Münazarat’ın ihtiva ettiği anlam
haritasını, demokratik ve laik devletin dine yaklaşım biçiminin nasıl olması gerektiğini
ve demokratikleşme sürecinde yargının rolünü bulabilirsiniz. Dosya dışı yazılara
da yer verdiğimiz bu sayının demokratikleşme süreci açısından amaçladığımız olumlu
takviyeyi sağlayacağını ümit etmekteyiz.
Sizleri dergimizle baş başa bırakırken önümüzdeki sayıda “Anayasa”
konusuyla karşınızda olmayı ümit ediyoruz.