The Effects of The Internet on The Process of Religious Conversion

Hidayet ve hidayete erişme mefhumları İslam'a özgü olduğundan ve diğer dinleri
küçümseme anlamı da içerebileceğinden bu yazıda daha objektif olduğu düşünülen "din
değiştirme" kavramı kullanılacaktır. Din değiştirme, kişinin önceki inançlarından
farklı bir dini inancı benimsemesi ve içselleştirmesi süreci olarak tanımlanabilir.
Bazı kültürlerde, mesela Yahudilikte, din değiştirme aynı zamanda bir başka etnik
gruba katılmayı da ifade edebilir. Din değiştirme aslında "inanç özgürlüğü"nün bir
parçasıdır ve bireyler İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 18. maddesinde de
belirtildiğine göre diledikleri kadar sayıda dinlerini değiştirebilir ve hatta dini
bütün olarak reddedebilirler. Yine benzer şekilde, bireyler herhangi bir din veya
inancı kabul etmeye zorlanamazlar. Ancak dinlerin bu sürece bakışları biraz farklıdır.

Semavi dinlerin içinde din değiştirmeye karşı en soğuk olanı Yahudiliktir. Başka
bir dine mensup iken Yahudi olmaya karar veren bir kişi, bazı adetlere göre en azından
üç kere isteğinde samimi olup olmadığının anlaşılması için reddedilir. Kişi, daha
sonra Yahudiliğin temel inanç esaslarından olan 613 maddelik emirleri öğrenip uygulama,
sünnet olma ve mikvah denilen süreçte küçük bir havuza girerek önceki inançlarından
sembolik olarak kurtulmayı ve yeni bir Yahudi ismi almayı kabul etmelidir. Tarihte
özellikle Ferisi Yahudileri Roma ve Grek dönemlerinde başka dinlerden insanları
Yahudiliğe çekmek için zorlu uğraşlar vermişler ve Hazarlar, Yemen'deki bir kısım
Araplar ile Habeşlilerden bazılarını dinlerini değiştirmeye ikna etmişlerdir. Günümüzde
de Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Avrupa'da sayıları çok olmasa da bazı
kişiler Yahudi olmaya çalışmaktadır. Ama bazı gelenekçi Yahudilerin sadece Yahudi
annelerin çocuklarını Yahudi saymalarına rağmen reformcu ve yenilikçiler Yahudi
babaların çocuklarının da -Yahudi olarak büyütülmeleri şartıyla- Yahudi olduğunu
iddia etmektedirler. Yahudi ilahiyatçılarının diğer dinlerden insanların bu dine
girmelerine pek hoş bakmamalarının altında Yahudi milletinin Tanrı ile özel bir
ilişkiye sahip olduğu ve bu sebeple de onların "seçilmiş" bir grup oldukları inancı
yatmaktadır. Seçilmiş olmak demek, bazı özel emirlere muhatap olmak anlamına gelir
ki, diğer insanların bu emirlere uymaları şart değildir. Endülüs'ün Yahudi alimlerinden
İbn Meymun İslam'ın inanç esaslarının temelde yanlış olduğunu iddia etmesine rağmen
Yahudi olmayanların İslam'ın emirlerini yerine getirmekle günah işlemiş olacaklarını
da kabul etmemektedir. Dolayısıyla, İslam'daki "ehl-i kitap" anlayışına benzer şekilde
Yahudilikte İslam ve Hıristiyanlık, şirk ve müşriklikten ayrı tutulmuştur. Ama Hıristiyanlığın
evrensellik iddiası onun Yahudilikten ayrılmasına sebep olmuş. Bu yüzden Yahudiliğe
girmek o grubu benimsemek anlamına gelirken, Hıristiyan olmak yeni bir inanca sahip
olma ve bunu ilan etme manası taşımaktadır. Elbette Yahudiliğe geçmek bir şekilde
dini inanç değiştirme ve bazı Hıristiyan Kiliseleri'ne girmeyi kabul etme, aynı
zamanda o gruba dahil olma anlamına gelir; ama Hıristiyanlığı seçen bireyin kendisidir
ve büyük bir aile modelinde olduğu gibi Kilise tarafından kabul edilmektedir.

Hıristiyan olmayanlara bu dini anlatıp onları ikna etmek her Hıristiyan için
İncil'de verilmiş bir emir gibidir ve tarih boyunca misyonerlik çabalarının temelidir.
Hıristiyanlar başkalarını ikna etmek için uğraşı verebilirler, ama din değiştirme
tamamen Tanrı'nın o kişiye verdiği bir lütuftur. Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde
bu dine girenlerin hemen hemen tamamı Yahudilerdi; zira Romalılar henüz pagan dinlerinden
vazgeçmemişlerdi. Belki bunun tek istisnası olarak, o zamanki Roma valisinin eşi
Hıristiyanlığa yakın bir duruş sergilemekteydi. Hıristiyanlığa geçişi simgeleyen
belki de en önemli sembol Yahudiliktekine benzer bir şekilde kişinin vaftiz töreninde
suyla yıkanmasıdır.

Hıristiyanlık gibi diğer dinlerden taraftar kazanmak isteyen başka bir din de
İslam'dır. Bir dine geçişin belki de en basit ve kolay yolu İslam'daki Kelime-i
Tevhid ve Hz. Muhammed'in (sav) Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna şahadet etmektir.

Dünyadaki dinlerin büyük bir kısmı başka dinlerden kendilerine gelecek olanları
kabul ettikleri halde, bazı etnik dinler diyebileceğimiz inanç ve kültürler, bu
tür geçişlere sıcak bakmadıkları gibi, tam tersine, bu geçişleri reddedebilmektedirler.
Bu ve benzeri kaygılar daha çok kendi dinlerinin ve gruplarının saflığının bozulacağı
inancından kaynaklanmaktadır. Mesela, Yezidi olabilmek için ancak Yezidi bir ailede
doğmak gereklidir; benzer şekilde, Dürziler ve Zerdüştler de kendilerine katılmaya
şiddetle karşı çıkmaktadır. Ama bunun yanında taraftarlarının tamamının başka dinlerden
geldiği, özellikle "Yeni Dini Hareketler" diyebileceğimiz gruplar da mevcuttur.

Hidayet kavramının "doğru yolu aramak veya girmek" anlamına geldiği ve İslam'da
diğer dinlerden vazgeçilerek hakikati bulma anlamında kullanılmasından yola çıkarak
bir süreç olduğunu kabul edersek, bireyin din değiştirmesinin çoğu zaman aniden
olmadığı ve uzun araştırmalara dayandığını da belirtmemiz gerekecektir. Bu araştırma
süreci, eskiden çoğunlukla yazılı metinlere ve girilmek istenilen dinin mensupları
ve yetkilileriyle yapılan mülahazalara dayanırken, artık günümüzde bilgiye ulaşmanın
çeşitliliğiyle birlikte din değiştirme süreci de teknolojinin ulaştığı seviye ile
orantılı olarak farklı kaynaklara dayanmaktadır.

Teknolojinin bugün geldiği noktayı belki birkaç sene öncesine kadar hayal bile
edebilmek olası değildi. Ama bilgiye ulaşma alanındaki internet, e-posta, sesli
ve video konferans imkânları ile Power-Point gibi multimedya sunuş programlarının
yanı sıra makale ve kitaplara ulaşım imkânı sunan veri tabanları sayesinde, eğitim
ve öğretimin şekli gelenekten oldukça farklılaşmış ve medya kültürü diyebileceğimiz
yepyeni bir süreç başlamıştır. Fakat insanoğlunun teknolojiyi dünyayı değiştirmek
için kullandığı esnada, belki de farkında olmadan kendisi de değişmektedir. Herhangi
bir zaman diliminde ve yerde insan gruplarının yapmış olduğu aktiviteleri ve üretimleri
kültür olarak tanımlarsak; bugün dünyada internetin oldukça popüler olması ve öğrenim,
öğretim ve yaşam tarzlarını belirlemesinden ötürü de içinde bulunduğumuz dönemi
internet kültürünün hâkim olduğu bir dönem olarak adlandırabiliriz. Zira internet
siyasi, dil ve din sınırlarını kolayca aşarak modern insanın hayatında önemli bir
rol oynamaktadır. Fakat burada üzerinde durulması gereken bir başka husus da bilgi
teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte bilginin de artık manipule edilebilir ve
programlanabilir, hatta İslam'daki görüşün aksine sahip olunabilir bir meta haline
gelmekte olduğudur. Bir başka deyişle bilgi, tarih boyunca hiçbir zaman olmadığı
bir biçimde, satın alınabilen bir ürün haline gelmiştir. Ama vahşi kapitalizmin
egemen olduğu bu dönemde bile din ile ilgili bilgiler hâlâ maddi kaygılar olmaksızın
el değiştirebilmekte, ama bu durum da yine karşılıksız olduğu anlamına gelmemektedir.
İşte bu sebeple, dine dair siteler, daha çok kaybedecek pek bir şeyi olmayan ve
fakat önemli kazançlar elde edebilecek olan ve nispeten küçük gruplar tarafından
hayata geçirilmektedir.

Din ile internet arasındaki ilişki öteden beri sosyal bilimcilerin ilgisini çekmiştir;
ama bugüne kadar yapılan araştırmalarda, öncelik, sanal âlemde kimlik oluşumu ve
sanal gruplar/cemaatler ile bunların mevcut modern, daha doğrusu post-modern dünyadaki
yerlerine verilmiştir. Halbuki her geçen gün kullanımı artan bu yeni medya/iletişim
aracı, din alanında, dini otorite, dini çatışma ve dini tecrübe gibi meselelerin
yanı sıra başka dinden olanları çekme amacı da taşımaktadır. Ayrıca, internet teknolojisi
sayesinde daha önce ulaşılamayan ve "uzak" oldukları düşünülen bölgelere rahatça
ulaşılabilmesiyle de dünya genelinde daha çoğulcu bir görüşün yayılması ve diğer
dinler hakkında daha fazla bilgi edinilmesi gündeme gelmiştir. İnternete ulaşımı
olan bir kişi ister Riyad, ister Rio de Janeiro veya Roma'da olsun on-line olarak
Kur'an veya İncil tercümelerine rahatça erişebilmektedir. Dolayısıyla artık bazı
dünya dinlerinin belirli coğrafyalarla sınırlı kalması da artık mümkün değildir.
Bu nedenle İslam için artık bir Orta Doğu dini tanımlaması da geçerliliğini yitirmek
üzeredir. İnsanlar dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar rahatça bir başka dine
geçebilme özgürlüğü elde etmiş durumdadırlar. Küreselleşmeden en çok yakınan üçüncü
dünya ülkeleri de ayrıca şunun farkına varmalıdırlar ki, küreselleşme aynı zamanda
Batılı ülkeleri de etkilemektedir ve başka cemaatlere mensup grupların çoğulcu dünya
görüşü, daha önceleri "Hıristiyan" olarak kabul edilen ülkelerde de hızla artmaktadır.
Özellikle Budizm ve Hinduizm gibi spritüel ve maneviyata daha fazla önem veren dini
inançlar, bu ülkelerde oldukça rağbet görmektedir. İslam'ın daha çok tasavvufi görüşlerle
yayılmasının altında da Batı insanının manevi değerlerden hızla uzaklaşması yatmaktadır.
Bu sebeple internet üzerinden herhangi bir dinin propagandası yapılacaksa, öncelik,
çoğunlukla manevi ve tasavvuf yönlerine verilmektedir.

Artık internette gezinirken "Google'a bakmadan aptalca sorular sorma" adıyla
bir siteyle karşılaşılabildiğine göre, insanlar her türlü bilgi ihtiyaçlarını internetten
giderebilmektedirler. Teknolojinin bu şekilde ilerlemesiyle birlikte artık mahrem
hayatın hemen hemen her noktasına tecavüz edilmektedir. Bununla birlikte sanal âlem,
sadece kapitalizm ve onun yan ürünleri için değil, aynı zamanda din propagandası
için de kullanılmaya çoktan başlanmıştır. Google arama motorunda hidayet anlamına
gelen "conversion" kelimesi arandığında milyonlarca sitenin bulunması şunun göstergesidir;
artık internet üzerinden sadece muhtevada gizli olarak din, fikir ve inanç propagandası
veya spesifik bir din hakkında bilgilendirme yapılmamakta, aynı zamanda "hidayet"
süreci ve karşılaşılabilecek meseleler üzerinde de durulmaktadır.

İnternet üzerinden yapılan dini propaganda veya başka dinlerden olan insanları
kendi dinlerine çekebilmek için düzenlenmiş web sayfalarından en basit olanlarına
bile bakılacak olursa, temel amacın din değiştirmeye yönelik olduğu gayet açık bir
şekilde ortaya çıkmaktadır. Mesela, amatör bir web sitesinde ziyaretçilere doğrudan
Hıristiyanlığa geçmeleri basit bir dua vasıtasıyla telkin edilmektedir. Arama motorlarında
"The Sinner's Prayer" (Günahkârın Duası) cümlesi arandığında en azından altı bin
sitenin adresine ulaşılabilmektedir. Ziyaretçilerden sitede yayınlanan duayı1 tekrar
etmeleri istenmekte ve bu sayede onların "kurtuluş"a ereceği öğütlenmektedir. İnternet
ortamının belki de en önemli faydası bu noktada ortaya çıkmakta ve herhangi bir
kilisede veya gerçek hayatta ancak belirli bir zaman diliminde yapılabilecek bir
davet, on-line olarak zaman ve mekân mefhumunun sınırlandırmalarından kurtarmakta
ve her isteyen kişiye istediği anda ulaşabilme imkânı tanımaktadır. Bu sayede ziyaretçinin
ilk seferde olmasa bile, sonraki ziyaretlerinde ikna olabileceği de gözden kaçırılmamalıdır.
Ayrıca, duanın web sitelerindeki yayınlanmış hali günlük dilde olduğundan herkese
hitap edebilmekte ve okuyanı kişisel ve duygusal olarak etkileyebilmektedir. Sitelerde
sadece duanın metni değil, aynı zamanda onun hangi şartlarda ve nasıl okunması gerektiğine
dair bilgiler de mevcuttur. Dua metninin okuyanda suçluluk duygusu uyandırması;
İncil'de yer alan, herkesin günahkâr doğduğu ve günah işlemeye devam ettiği gibi
ayetlerle desteklenmektedir. Duanın site ziyaretçisi tarafından kilise veya bir
din adamı nezaretinde değil de özel ve kişisel bir mekânda okunması sağlandıktan
sonra bazı tavsiyelerde de bulunulmaktadır. Mesela amatörce hazırlanmış sitelerden
birisinde (http://www.sinner-prayer.com ) duadan sonra yapılması gerekenler şöyle
sıralanmaktadır:

» Mesih tarafından emredildiği şekilde vaftiz olun.

» Bir arkadaş, tanıdık veya dostunuza Mesih'e olan yeni inancınızdan bahsedin.

» Her gün Tanrı ile vakit geçirin. Bunun uzun olması gerekmez. Sadece O'na her
gün dua etme ve O'nun kitabını okuma alışkanlığı edinin. Tanrı'dan inancınızı ve
İncil'i anlamanızı artırmasını isteyin.

» İsa'nın diğer takipçileriyle dostluklar kurun. Sorularınıza cevap verebilecek
ve sizi destekleyecek bir arkadaş grubu oluşturun.

» Tanrı'ya ibadet edebileceğiniz ve evinize yakın bir kilise bulun.

Bu sitelerde de hidayet veya din değiştirmenin çoğu zaman uzun bir süreç olduğu
gerçeğinden hareketle, kişinin özel bir ortamda duygulanarak yeni bir inanca geçmesi
yeterli bulunmamakta ve ondan bu inancını koruyabileceği bir ortam meydana getirmesi
istenmektedir. Hatta yukarıda bahsedilen sitenin sonunda ziyaretçilere "bugün İsa'nın
takipçisi olup olmadıkları" sorularak istatistik bile tutulmakta ve sadece siteyi
ziyaret ederek din değiştirmenin mümkün olabileceği vurgusu yapılmaktadır.

İnternet ortamında sadece Hıristiyanlık değil, aynı zamanda beklenilenin aksine
Yahudilik için de dine davet siteleri mevcuttur. Bu sitelerde de ziyaretçilerden
Yahudiliğin temel esaslarını öğrenmeleri ve gündelik hayatlarında içselleştirmeleri
istenmektedir. Mesela, bu çeşit sitelerden birisinin adı gayet açık bir biçimde
"Conversion to Judaism Home Page" (Yahudiliğe Geçiş Ana Sayfası; http://convert.org/index.html)
belirtilerek bu dine geçmeyi arzu edenlerin yapması gerekenler on beş madde halinde
sıralanmaktadır. Bunlardan bazıları dine geçiş süreciyle doğrudan alakalıdır. (Mesela,
on-line bir hahamın nasıl bulunacağı, Yahudiliğe geçiş için bir rehber ve geçiş
süreci hakkında bilgiler…) Diğerlerinde de, kişinin bu dini nasıl benimsemesi ve
başkalarına nasıl anlatması gerektiği, hatta ebeveynlerin Yahudiliği seçen çocuklarına
karşı nasıl bir davranış ve tutum göstermeleri gerektiğine kadar bilgiler verilmektedir.
Bunlara ilaveten alt sayfalarından birisinde, Yahudiliğe geçen birisinin nasıl başkalarını
bu dine davet edebileceğine ve çevresinde nasıl cemaatler kurabileceğine kadar yardımcı
olunmaktadır.

Yukarıda bahsedilen bu iki örnekten yola çıkılarak, medya çağında yaşadığımız
bu dönemde din değiştirmenin eskiye nazaran daha çabuk ve sık olacağı öngörüsüne
ulaşılabilir. Özellikle internet ve diğer multimedya araçlarının yoğunlukla kullanılması
din değiştirme sürecini hızlandırabilmektedir. Soruların tartışılabildiği ve yeni
seçilen din ve inançta başkalarından destek alınabildiği e-posta yoluyla sanal da
olsa bir takım cemaatler oluşturulmasına imkân sağlanmaktadır.

Öz

Din değiştirme İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'ne göre temel insan özgürlüklerinden
birisidir ve tarih boyunca farklı şekillerde tezahür etmiştir. Ancak bilgi çağıyla
birlikte din değiştirme süreci yeni bir boyut kazanmıştır. Medya teknolojisinin
gelişmesiyle özellikle internet ortamında din ile ilgili sitelerin sayısı giderek
artmış ve önceleri sadece belirli bir din veya dünya görüşü hakkında sayfalar yayınlanırken
artık insanları doğrudan din değiştirmeye davet eden siteler de açılmıştır. Bu makalede
din değiştirmeyi teşvik eden sitelerden birisi Hıristiyanlık (Sinner's Prayer) ve
diğeri Yahudilik (Conversion to Judaism Home Page) ile ilgili iki site üzerinde
kısaca durulmuştur.

Anahtar Kelimeler: Din değiştirme, internet, Sinner's Prayer, Conversion to Judaism.

Abstract

Religious conversion is one of the fundamental rights as defined in the Universal
Declaration of Human Rights and has occurred in different forms throughout the history.
However, in the so-called information age the process of religious conversion has
gained a new dimension. As the media technology has advanced, the number of web
sites about religion has increased enormously, and most of them are informative
in nature yet, some other Web sites have also appeared to invite people to change
and convert their religions into a specific one. This article deals with two of
such sites one on Christianity (The Sinner's Prayer) and the other on Judaism (Conversion
to Judaism Home Page) to explore how they try to convince the visitors to convert
their religions.

Key Words: Religious conversion, Internet, The Sinner's Prayer, Conversion to
Judaism.

Dipnotlar

1. Dua metni siteden siteye değişiklik göstermekle birlikte temelde şu cümlelerden
oluşmaktadır: "Babamız, senin kurallarını çiğnediğimin ve günahlarımın beni senden
ayırdığının farkındayım. Bunun için gerçekten üzgünüm ve geçmişteki günahkâr hayatımdan
vazgeçerek sana yönelmek istiyorum. Lütfen beni affet ve tekrar günah işlememe engel
ol. Biliyorum ki oğlun İsa Mesih benim günahlarım için öldü ve daha sonra dirildi,
bugün de hayattadır ve benim dualarımı işitmektedir. İsa'nın hayatımın rabbi olmasını
ve kalbimi bugünden itibaren yönlendirmesini istiyorum. Lütfen, sana itaat etmeme
yardım etmesi ve senin emirlerini yerine getirmem için bana Kutsal Ruh'u gönder.
İsa'nın adına dua ediyorum, Amin!" İlk bakışta dua günahkâr Hıristiyanlara hitap
ediyormuş gibi görünse de aslında, İsa'ya inanmayan herkesin günahkâr olduğunu vurgulamaktadır.