082. Sayı | Bahar 2003 | Evrensel Barışa Çağrı

 
  • İslam’da Cihad

    Giriş Cihad, Arapça "C-H-D" "Cehd" kökünden gelir. Lügatte cehd; gayret etmek, takat yani güç yetirmek ve meşakkat çekmek gibi anlamlara gelir. Terim manası, "Bezlü’l-mechudi fi husuli’l-maksud"dur, yani maksada ve belirlenen […]

     
  •  
  • Hz. Peygamberin Bir Barış Pratiği: Hudeybiye

    Kur’an-ı Kerim’de insan, yalnızca ontolojik yönden değerlendirilen bir varlığı ifade etmez; aynı zamanda belli amaçları olan, birtakım ahlaki mükellefiyetler yüklenen ve yeryüzünün halifesi seçilen varlığı ifade eder. İnsanın özgür irade […]

     
  •  
  • Harb-i Umumiden Sulh-u Umumiye

    İslam hukukunun en gelişmiş kollarından birisi ibadât fıkhıdır. Muamelat hukuku da nisbeten gelişmiştir. Ama siyasi hukuk bunların gerisinde kalmıştır. Yine de Batı siyasi hukukçularıyla İslam siyasi hukukçularını birikim ve müktesebat […]

     
  •  
  • Sulhun Duygusal Engelleri

    Hem insanda hissiyat galip, aklın muhakemesini dinlemez. —Bediüzzaman Said Nursi, 13. Lem’a İnsanın en güçlü özelliği duygularında görülebilir. Ruhun beden ülkesinde devam etmesi de soyut ya da somut olan duygu […]

     
  •  
  • Bir Şairin Barışa Teşekkürü —Nâbî’nin Sulhiyye Kasidesi—

    17. yüzyıl Osmanlı Devleti’nin yenilgilerle tanıştığı talihsiz bir dönemdir. Bu yüzyıl, yükselişin sınırlarını zirveye taşıyan cihangir devletin sarsıldığı, yenilmezliğinin kuşku uyandıracak boyutlara vardığı yüzyıldır. Osmanlı Devleti, Fazıl Ahmed Paşa zamanında […]

     
  •